Hz.Muhammed�in, Hz.Ebû Tâlib gibi bir amcadan ve Hz.Hatice gibi bir eşten ayrılmasını fırsat bilen ve onu hiçbir surette yola getiremeyeceklerini anlayan soylu-boylu Mekke�li müşrikler, bu sefer kesin bir karara vardılar.
Her boydan seçilmiş kişiler, geceleyin Hz.Peygamber�in evini basacaklar ve canına kıyacaklardı. Böylece Hâşim oğulları, kan davasına girişemiyecekler ve diyete boyun eğeceklerdi. Mekke�li müşrikler tarafından alınan bu karar, Allah tarafından kendilerine bildirilince, Hz.Peygamber bu işi Hz.Ali�ye anlatıp, Allah�tan gelen buyruk gereğince Mekke�den, Medine�ye Hicret (göç) etmeye karar verdiler. Bu olay Milâdi 622. yılında gerçekleşiyordu. Bu tarih, sonradan Müslümanlar tarafından, Hicri takvimin başlangıcı olarak kabul edildi.
Bu Hicret�ten önce Hz.Peygamber Mekke�de iken, Medine�den hac mevsiminde Mekke�ye gelen, Medineliler ile anlaşmış ve şehirlerine geldikleri takdirde, kendilerine yardım edeceklerine dair onlardan söz almışlardı.
Hz.Muhammed�in, Peygamberliğinin 12. yılında Medine�ye gitmeden bir süre önce Mirâc olayı meydana geldi. Kur�ân-ı Kerîm ve Hadîslerde verilen bilgilere göre, o gece Hz.Muhammed Allah�ın bir mucizesi olarak Mekke�den Kudüs�e götürüldü, oradan göklere yükseldi. Göklerde diğer Peygamberler ile görüştü, cennet ve cehennemi gördü, aynı gece evine döndü ve yatağını sıcacık buldu. Mirâc�ta Hz.Peygamber�e birçok âyetler nâzil oldu.
Mirâc olayı Kur�ân-ı Kerîm�de şöyle anlatılır:
�Kendisine kudretimize ait bazı âyetlerimizi göstermek için, kulunu bir gece vakti Mescid-i Harâm�dan (Mekke�den), etrafına bereket verdiğimiz Mescid-i Aksâ�ya (Kudüs�e) götüren Zat, noksan sıfatlardan münezzehtir. Semî (işiten) O�dur, basîr (gören) O�dur.� (İsrâ 1. âyet)
�(1) Gurup vaktindeki yıldız hakkı için, (2) Sizinki ne yolunu şaşırdı! Ne Hak�tan ayrıldı! (3) O, arzusuna göre söz söylemez, (4) O�nun sözü kendine vahiy olunan bir vahiyden başka bir şey değildir. (5-6-7) Ona pek kuvvetli, pek heybetli biri öğretti de göğün en yüksek bir kenarında olduğu halde doğruldu. (8) Sonra Peygamber�e yaklaşıp aşağı sarktı, (9) Araları iki yay kadar veya daha az kaldı. (10) Allah�ın vahiy ettiğini kuluna vahiy etti. (11) Peygamber�in gördüğünü kalbi yalan çıkarmadı. (12) Hâlâ onun görüp bildiği şeyde ona karşı yaygara mı ediyorsunuz? (13) Peygamber O�nu bir kere daha (14) Sidre-i münteha yanında görmüştü. (15) Sakınanların barındıkları uçmak O�nun yanındadır. (16) Sidre�yi neler kaplamıştı!-Neler. (17) Peygamber�in gözü bir tarafa kaymadı, sağa ve sola dönmedi. (18) O Rabbinin pek büyük nişanlarını görmüştü.� (Necm 1-18. âyetler)
Hz.Muhammed Hicret edeceği zaman, Hz.Ali�yi yanına çağırdı ve �Hicret�e izin verildiğini kendisinin Mekke�de kalması gerektiğini, borçlarını ödemesini, kendisinde bulunan ve sahiplerine verilmesi icap eden emanetleri vermesini, sonra Mekke�de kalanlarla beraber kendisine ulaşmasını� söyledi ve �Bu gece benim hırkama bürüneceksin, benim yatağıma yatacaksın� dedi. Hz.Ali bir an bile tereddüt etmeden, Hz.Peygamber�in sözlerini hemen kabul etti ve gözyaşlarıyla şükür secdesine kapandı. Ümmet içinde ilk defa şükür secdesine kapanan Hz.Ali olmuştur. Bu Hz.Ali�nin kendisini, Hz.Peygamber�e daha doğrusu dîne, topluma, insanlığa ve insanlığın yarınına fedâ etmeseydi. Hz.Ali�nin, Hz.Muhammed�in yatağına yattığı gece; Kur�ân-ı Kerîm�in Bakara Sûresi�nin 207. âyeti nâzil olmuştur:
�İnsanlardan öylesi de vardır ki; Allah rızâsına nâil olmak için varlığını, canını satar da, Allah rızâsını alır; Allah, kullarını pek esirger.� Bu âyet ile Hz.Ali övülmüştür.
Hz.Muhammed, Hicret�in 2. yılında hayatta kalan tek kızı Hz. Fâtıma�yı, Hz.Ali ile evlendirdi. Hz.Resûl, Hz.Fâtıma�yı çok severlerdi ve �Fâtıma, benim bir parçamdır; onu sevindiren beni sevindirir, ona kötülük eden, bana kötülük eder� buyurmuşlardı.
Medine halkı; dinleri, inançları uğruna Mekke�deki evini-barkını, her şeyini bırakıp göç eden �Muhâcirûn� ve bunlara yardımcı olduklarından dolayı �Ansâr� adını alan yerli halk ile Yahudiler�den oluşuyordu. Bunlar arasında birliği sağlamak oldukça güçtü.
Hz.Peygamber bu ortamda Medine�de ilk olarak; Mekke�den göç eden Müslümanlar ile, Medineli Müslümanları kardeş ilan ederek, yerli halkın onlara yardım etmelerini sağladı. Medineliler bu kardeşlik ile birlikte Mekkelileri evlerine yerleştirdiler. Bu arada Hz.Peygamber de, kendisine Hz.Ali�yi kardeş seçti.
Hz.Peygamber Medine�de bütün toplumların bir arada birlikte yaşayabilmesi için, Medine kent devletini kurdu. Hz.Peygamber Medine kent devletini kurduktan sonra, bu toplumların hak ve yükümlülüklerini kapsayan 47 maddelik bir tür anayasa hazırladı.
Hz.Peygamber�in bu dönemdeki bütün amacı, İbrahim Peygamber�in saf dînini diriltmek ve Mekke�deki müşrikler tarafından kirletilen kutsal Kâ�be�yi, putlardan temizleyip eski durumuna getirmekti. Bu dönemde, Medine�deki Müslümanlara eziyet eden kafirlere karşı koymak için, savaşmak ile ilgili izin veren âyetler nâzil oldu ve savaşlar başladı. |
|
 |
|